Farklı sektörlerde faaaliyet gösteren Aydın Doğan’ın kitabında dikkatimi çeken sözleri sizin için özetledim.
- Her çalışmayı yakından takip eden, tüm detaylara hakim ve özellikle de hiçbir şeyi unutmayan bir patrondu.
- İş dünyasının tamamına bakıldığında bütün sıra dışı işlerin zekadan çok bu hislerin etkisiyle ortaya çıktığı görülürdü. Aydın Doğan’da ziyadesiyle vardı bu, bir tür altıncı his, koku alma yeteneği. Dinlerdi ama dinlemesi beş dakika sürer; o his doğarsa göbeği atar, doğmazsa atmazdı.
- Bazen hırsın, rekabet duygun, kendini dinlemene mani olabilir. Buna izin vermemek, o hissi dinlemek lazım.
- Satmayıp ta pişman olacağına, satıp ta pişman ol.
- Siz ün peşindesiniz, ben un peşindeyim!
- Laf sahibinden çoğalır.
- Büyükbabaların erken yatma hakkı vardır.
- Herşeyi denemek çok zaman kaybettirir. Yapmazsan kaçırabilirsin. Kısmeti nasıl yakalarsın?
- Şu alanda şu iş var, şöyle yapmayı düşünüyorum, ne dersin? Gibi net bir soruyla değil; sohbet arasında lafı bir şekilde oraya getirerek alıyor cevabını, yani nabız yoklayarak fikirleri topluyor.
- Aydın Doğan belli bir düzen içinde yaşamaya alışkındır. Günlük programında iş ve sağlığı ile ilgili yapması gerekenleri, disiplinli bir şekilde yerine getirir. Ne zaman ne yenecek, toplantılar arasında hangi aralıkta ne kadar yürünecek, uyunacak, hepsi planlıdır ve müthiş bir nefis kontrolüyle kaçamağa izin vermez.
- Uçurumlar küçük adımlarla aşılmaz.
- Böyle hayali para kazanmak çok güzel, ama o para proje üstünde olduğunda değil, cebe geldiğinde kazanmış oluyorsun! Banknot cepte gerek.
- Ama yöneticilik bir noktada yalnızlıktır. Sorumluluktan kaçamazsınız. Verdiğiniz karar sizi hep takip edecektir. Ama bunlardan ürküp karar alamazsanız da yöneticilik yapamazsınız.
- Aydın Doğan’ın tavla oynama stilinin karakterinin bir yansıması olduğunu düşündü hep: Genellikle tutucu oynuyordu, bekliyor, anı yakaladığında ise atağa geçiyordu.
- Aydın Doğan iş görüşmelerinde, iş dünyasında genellikle sorulan klasik soruları sormadı hiç; karşısındakinin haline tavrına, işte bu cümlesinde olduğu gibi gözünün içine bakıp bakmadığına dikkat etti, kararını da bu gözlemlerinden çıkardıklarıyla verdi.
- Hırsızı kaçtığı yere kadar kovalayacaksın.
- Ben ayakkabı yap diyorum, sen içine çorapta örüyorsun.