2014 yılından bu yana birçok farklı siyasi çalkantılar yaşadık. Bunların içine Gezi olayları, 17-25 Aralık olayları gibi ve yaşanan maalesef büyük terör olaylarını da düşündüğümüzde gerçekten çok zorlu sürelerden geçtik.

2016 15 Temmuz tarihinde ise maalesef ülkemizi bölmek amaçlı bazı grupların askeri darbe girişiminde bulunmasına şahit olduk.

Yazdığım olayların belki sadece bir tanesi bile gelişmiş bir ülkede olsa dahi, bu ülke çok kısa sürede çok büyük zararlara uğrayacak ve kendisini krizlerin içerisinde bulacaktı.

Hepimizin tabii ki birinci önceliği vatanımız ve vatanımızda yaşayan vatandaşlarımızdır. Yazıma başlarken, bir daha ülkemizde siyasi veyahut terörizm olarak hiçbir çalkantının girişimin veyahut olumsuz gelişmenin olmamasını umut ediyorum.

Huzur barış ve kardeşlik içerisinde yaşamayı diliyorum.

Yaşanan bu olayların elbette ekonomimize ve günlük hayatımıza etkileri olacak ve hissedilmeye devam edecektir.

Gayrimenkul , özellikle konut sektörü birçok kişiyi ilgilendirdiği için ülkemizde yaşanan bu olaylar neticesinde ilk akla gelen soru işaretlerinden biri de;

Gayrimenkul balonu var mı?
Fiyatlar çok mu şişti?
Bir kriz bekleniyor mu?

Ve tabii ki son olarak;
Bu fiyatlara rağmen bu evleri kim alıyor?

2012 yılından itibaren 2017 yılına kadar gayrimenkul fiyatlarında çok hızlı artışlara şahit olduk. Gerek konut gerekse ticari gayrimenkullerde veya arsalarda bazen aklı zorlayan fiyat artışlarını gözümüzle gördük.

Aylar içerisinde 2-3 katına çıkan gayrimenkuller dilden dile her zaman anlatıldı.

Peki şu anda yaşadığımız günler içerisinde yani 2017 yılı başlarında güncel konut fiyatlarında herhangi bir balon var mı?

Fiyatların hızla artmasından sonra , hayale dahi gelmeyen noktalara ulaşan bu fiyatlara rağmen konut satışları şu an ne durumda?

Milli gelirin çok fazla artmasına rağmen güncel fiyatlarla konutları kim alıyor?

Öncelikle bütün ekonomide kullanılan bir tabiri kendi sektörüm olan gayrimenkul sektöründe de vurgulamak istiyorum.

“ Bir ürünün fiyatını o ürünü olan talep belirler”

Yani bir bölgede konutlara olan yüksek talep , aynı konutun birkaç yıl içerisinde hızla değer kazanmasına sebep olur.

Ülkemizdeki konut fiyatlarında bir şişme olup olmadığını veyahut konut satışlarında bir kriz yaşanıp yaşanmadığına isterseniz gelin rakamlarla örnekler verelim.

Aşağıdaki grafik 2013-2016 yılları arasında satılan konut satış adetini göstermektedir. Grafikte de göreceğiniz üzere konut satışları artmaya devam etmiştir.

Özellikle 15 Temmuz hadisesini yaşadığımız 2016 yılında konut satışlarında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır.

Yıl
Satılan Konut Adeti
2013
1.157.190
2014
1.165.381
2015
1.289.320
2016
1.341.453

Peşin Para Veren Kalmadı. Herkes Krediye Bağlandı?

Bu bir şehir efsanesidir . Aşağıdaki rakamlarda da göreceğiniz üzere 2016 yılında Kredi kullananların oranı önceki yıllarla aynıdır Hatta 2013 yılına göre daha azdır.

Yıl
Kredi
Diğer
Kredi Kullananlar
2013
460 112
697 078
%0
2014
389 689
775 692
%33
2015
434.388
855932
%33
2016
449 508
891 945
%33

Konut Krizi Yakın mı?

Konut krizi deyince birçok kişinin aklına e, n son yaşanan Amerika’daki konut krizi gelmekte. Fiyatlarda çok büyük şişme olduğu, bunların bir süre sonra “patlayacağı” ve konut sahiplerinin bundan çok mağdur olacağı düşünülmektedir.

Bu konu hakkında da size sadece birkaç rakam verip sonrasında yorum yapacağım.

Türkiye’de her yıl yaklaşık 500 bin çift evlenmektedir. Yaşadığımız yıllarda evlenen çiftlerin çoğunluğu anne babasıyla değil kendi evlerinde yaşamayı tercih etmekte. Bu nedenle sadece evlenen nüfusundan dolayı ciddi bir konuta ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye’de her yıl maalesef yaklaşık 100 bin çift boşanmaktadır. Böylece boşanan çiftler için de konut ihtiyacı olmaktadır. Çünkü boşandıkları zaman yalnız yaşamayı tercih edeceklerdir.
Daha önce konut sahibi olan veya bütçesi olan kişiler yeni evler veyahut gayrimenkuller alıp yatırımlarını sürdürmeyi devam ettireceklerdir
Özellikle terör ile ilgili olumsuz bir durum yaşanmaması halinde ülkemizde gayrimenkul yatırım yapmak isteyen birçok yabancı yatırımcı vardır, onlar yatırımlarına devam edeceklerdir
Her yıl yüzbinlerce üniversite öğrencisi mezun olup işlerine başlamaktadır ve kendi bağımsız hayatlarını kendi evlerinde devam edeceklerdir
Yeni yapılacak olan büyük projeler (örneğin Kanal İstanbul, Çanakkale Köprüsü) ve yeni yapılacak yol ve kavşaklar bölgelerdeki değerleri artıracak ve oralardan kazanılan paralar mutlaka gayrimenkul sektöründe yeniden yatırılacaktır.

Kısacası Türkiye nüfusu itibariyle çok genç ve hareketli bir nüfusa sahiptir. Ayrıca ülkemizin içinde bulunduğu Jeopolitik konumu itibariyle bölge ülkelerinden daha cazip konumdadır. Gerek Avrupa gerek Asya , hatta Ortadoğu ve Afrika bölgesinden yatırımları çekmeye devam etmektedir.

Aslında sayabileceğim daha birçok önemli konu ve gösterebileceğim rakamlar var ama yukarıdaki özet, söylemek istediğimin çoğunu anlatmakta.

Kısacası, Türkiye’de gayrimenkul cazibesini hala korumaktadır ve korumaya devam ettirecektir .